1. iskoçya ile ne bağımız varmış da referandumuna karışmamız gerekiyormuş merak ettiğim tamamen haksız soru. iskoçya ile ırak'ı aynı kefede tutmamızı isteyen yazarı da tebrik ediyorum. ancak bu kadar körü körüne siyaset yapılabilir.
  2. işte en çok da buna uyuz oluyorum. her devletçi, her ulusunu seven akpli değil bu ülkede, önce bunu bir ayırt edelim. atılan adımları sırf hükümetimiz olan akp atıyor diye eleştireceksek hiç girmeyelim bu işe. a partisi de aynı şeyi yapsa, b partisi de yapsa bu aynıdır. ve elbette referanduma da karışılır. olası bir referandumdan çıkacak sonuç gayet açık. ve bu iskoçya muhabbetini de hala diretiyorsunuz o zaman şöyle söyleyeyim, yan ülkende yangın çıksa mı telaşlanırsın, yoksa iskoçyada mı? en fazla başsağlığında ve iyi dileklerde bulunabilirsin. ama yan ülkendeki yangına önlemini almadığında o yangının sana sıçraması işten bile değil. bilal'e anlatır gibi oldu mu?
  3. her şey iyi güzel de şu an yapılacak demokratik bir referandum, beş yıl sonraki bir savaşa ve bölgesel karmaşaya gebe olacaksa buna göz mü yumarsınız yoksa işi başında uzlaştırıp bir noktaya vardırmaya mı çalışırsınız? siz tamamen yanlı yaklaşıyorsunuz. ha nasıl ben şu an size göre belki "faşistçe" yaklaşıyorsam şu an bana göre siz de bunu yapıyorsunuz. zira; siz ısrarla sonuçlarını bildiğiniz halde demokrasi üzerinden yürüyorsunuz tehdit olan referandum değil, referandum sonrası oluşacak bir ortadoğu görüntüsü. bu şu anki kaosu kaça katlayacağını bilmiyorum. mesele de bu zaten.

    rte'nin attığı bir adım öteki atacağı adımla zaten alakasız oluyor ve satranç gibi yönetilen siyasette de bir hamle öteki hamleyi etkiliyor. daha önce de dediğim gibi şu anki dış politikamızın eseri akp hükümetine ait. bu aşikâr. bu sonuca bakarak ve bunu kabullenip seyirci kalarak hareket etmek benim içime sinmiyor.